Sayın Adnan Oktar'ın Yeni Açıklamaları (22 Kasım 2016; 18:00)

ETİKETLER:

MÜNAFIKLAR HAKKINDA AÇIKLAMALAR

Münafıklar kendi aralarında konuşmalarında -derin devlet üslubunda da bu vardır- sonsuz sadakatten bahsederler. Ama Allah’a inanmazlar. Bunu inandırıcı bulmadıkları için 10 yıllık, 20 yıllık, 30 yıllık zaman birimleri veriyorlar. “10 yıl da olsa seninle yine aynı dostluğum devam eder, 20 yıl da olsa, 30 yıl da olsa devam eder” diyor. Sonsuzluk inandıkları bir şey değil ama öyle bir felsefi inanç gibi onu da söylüyorlar. Yani “sonsuz sadık olacağım” diyor. Mesela “Birleşik Krallık’a sonsuza kadar sadık olacağım” diyor. Nereye sonsuza kadar oluyorsun zaten ölüp-gideceksin. Ahirete gidiyorsun cehennemin dibine gideceksin, inşaAllah. Birleşik Krallık’ın da kalmayacak, anan deden de kalmayacak kimse kalmayacak yani.

Münafık ısrarlı olarak hayret edecek şekilde psikopattır. Yani çok sık rastlarsınız. Asi, dengesiz, kontrol edilemez ve manyaktır yani baş belasıdır. Çok fazla rastlanır, ailelerde de buna rastlanır mesela baş belasıdır. Böyle züppedir, kontrol edilemez evden kaçar, gider fuhuş yapar, kepazelik yapar, uyuşturucu kullanır gelir. Hem Allah’tan dinden bahseder hem de manyaktır yani kesintisiz baş belasıdır. Münafıkların özeliği budur ama derece derece çeşit çeşittir.

Cenab-ı Allah Peygamberimiz (sav)’a biliyorsunuz Kuran’da “Bundan sonra kadınlarla nikahla evlenmen sana yasak” diyor Allah. Nikahla evlenme niye yasaklanıyor, bu bilinmeyen bir konu. Çünkü münafık kadınlar Peygamberimiz (sav)’le evlenmek istiyordu o dönemde Peygamberimiz (sav)’e eziyet vermek için hem de ayrılırken de yüksek tazminat alabilmek için. Mesela ayrıldığında 1000 altın istiyor farz edelim tazminat olarak sırf zora sokmak için. Hem de Peygamberimiz (sav)’i haşa kendince mahcup edecek, ayrılmış olacak. Diyor ya Peygamberimiz (sav) ayette “Eğer ayrılmak istiyorsanız sizi güzel bir salıverme tarzıyla salayım.” Güzelden kastı para vererek, iyilik yaparak, güzel konuşarak, mal-mülk vererek. Olayı anlayınca o münafık kadınlar konuyu anlayınca, yani bunu yapabileceklerini anlayınca bu sefer Peygamberimiz (sav)’den yüksek ve yüklü tazminat alabilmek için yani bol para alabilmek için bu yola girdiler. Allah sonra yasakladı biliyorsunuz. “Bundan sonra nikah sana yasak” dedi. Onun için münafıkların da bir yöntemidir bu, mesela paralı birini bulur gider evlenir sonra ondan yüksek miktarda para koparmayı amaçlar. Yani nafaka adı altında onu soyar, soymak ister. Mesela evlenirken bile boşandığında ondan ne kadar para kazanacağını düşünür. Halbuki evlenme amacı, ondan nafaka yoluyla yüksek miktarda para almaktır. Adam da zannediyor normal evlenecek. Halbuki münafıkların evliliklerinde amaç o kişiyi soymaktır, soygun amacıyla, hırsızlık amacıyla evlenir. Yani malını gasp etmek için evlenir. Ve onun da hesabını yapar zaten. Ayette diyor ya “gizlice dostlar edinmemişler olarak” diyor. Münafıklar hep gizlice dostlar edinirler, münafık kadınlar gizlice dostlar edinirler Kuran ona işaret ediyor işte. Sonra da alacağı tazminatın hesabını yapar münafık kadınlar. Yani adamı nasıl soyacak, yeni bir maceraya nasıl gidecek? Yeni macerada da yine o adamı da soyar. O tazminatı parasını yiyeceğini zanneden adamı yine aynı yöntemlerle daha da kapsamlı soyar. Peygamberimiz (sav)’e de kötülük yapmaması için kadınların Cenab-ı Allah yasakladı nikahla evlenmesini. Ama kendini hibe etmek isteyen varsa dedi Cenab-ı Allah yahut işte yeminle kendini bağlayan kadınlar o ayrı. Yani ‘mülki yemin’ yani yeminle gelen, yeminle oluşmuş söz vererek oluşmuş ömür boyu ona ait olacağına dair hüküm.

Münafıkta kesintisiz bir iç sıkıntısı vardır. Ayette diyor ya “Onların gezip-dolaşması seni aldatmasın.” Şimdi sen zannediyorsun ki keyfinden zannediyorsun ama o sıkıntıdandır. Sürekli yer değiştirir münafık. Mesela oradan oraya geçer, oradan oraya geçer, oradan oraya geçer yani sıkıntı da onu kovalar o da sıkıntıdan kaçmaya çalışır. Halbuki sıkıntı onun sırtındadır. Kalbinin içini yakan bir ateş olarak içine girmiştir. “Ayaklarından kalbine doğru” Kuran’da geçiyor ya “ayaklarından kalbine tırmanan bir ateş, sıkıntı ateşi. O nereye kaçsa o sıkıntı onu kovalar. Gören de onu geziyor zanneder. Der “Adam bir oraya gidiyor bir buraya gidiyor.” Bakın münafıklara dikkat edin kesintisiz deli gibi gezerler. Normal insan gezebilir ayrı da münafığın gezmesi açısından diyorum. O sıkıntıyı geride bırakmak için yapar onu ama sıkıntı onu bırakmaz. Onu akıl edemez. Allah, nereye giderse onu boğar, nereye gitse o sıkıntıyı yaşar. Hatta ayette diyor ya Cenab-ı Allah “dünya bütün genişliğine rağmen onlara dar gelmişti.” Kemiklerini sıkan bir azap bu. Bak “dünya bütün genişliğine rağmen onlara dar gelmişti ve onları azapla sıkıyordu” diyor “acı çekiyorlardı” diyor. İşte bu acıdan bu azaptan kurtulmak için sürekli gezer münafıklar bir oraya bir buraya, çok huysuzdur.

Münafık çok acelecidir, yine bu sıkıntıdan kaynaklanır. Mesela yemek gelecekse “çok acele gelsin” der. Mesela ayakkabısı gelecekse “hemen gelsin” der. Sıkıntının şiddetindendir. “İnsan aceleden yaratıldı” diyor ya Allah ayette, mümin sabırlı işte o aceleye karşı müminde sabır var. Münafıkta sabır olmadığı için münafık çok acı çeker. Mesela farz edelim seyahate çıkacak başka bir ülkeye gidecek hemen gitmek ister. Yani bir zemin hazırlamak bir şey yapmak istemez. Delicedir hareketleri. Mesela hemen uyumak ister ama uyuyamaz telaşından da. Yani münafığın öyle bir deli dünyası vardır. İnsanlar şaşırır onun aceleciliğine. Hemen şu olsun hemen bu olsun, hemen şu olsun hemen bu olsun. Kuran’da bu husus işte “insan aceleden yaratılmıştır” ayetinde belirtiliyor.

Bir de doyumsuzdur münafık. Hani diyor ya Allah ayette “sürekli artırmamı ister” diyor ayette biliyorsunuz “sürekli artırmamı ister.” Sürekli artırmayı ister. Mesela bir gün şunu ister, bir gün bunu ister bir türlü rahatlamaz. Yine o sıkıntısıyla bağlantıdır. Yani yer değiştirme hissinin bir başka şeklidir o.

Münafık çok pis olur. Kuran’da işte onun için Cenab-ı Allah “onlar ancak bir pisliktir” diyor. Pis olarak mescitlere geliyorlar, leş gibi böyle üstleriyle başlarıyla domuz gibi Müslümanların evine dalıyorlar. Onu önlemek için Cenab-ı Allah diyor ki “mescitlere geldiğinizde ziynetlerinizi takının” Yani temiz elbiselerinizi, güzel elbiselerinizi giyinin. Yani o pis üstünüzle, kirli üstünüzle gelmeyin. Mescitler yani Müslümanların evleri. Münafık öyle mesela ahırda at temizliyor bilmem ne yapıyor, o pis haliyle gelip Müslümanların tertemiz evine girip orayı burayı elleyerek, dokunarak, yatarak ahlaksızca ve alçakça kirletiyor. Münafığın bir vasfıdır bu. Ve bundan şeytani bir zevk alır Müslümanın evini kirletmekten. Yani bir ahlaksızlık çeşidi ya, yaptığı her türlü pislikten şeytani zevk alır münafık. Ama nasıl bir zevk biliyor musunuz? Kendini sıkan bir zevk, içini sıkar. Buna zevk denmez de ama Allah ona mesela “şölen vardır ahirette” diyor “cehennemde bir şölen vardır.” Yani ızdırap şöleni bunlar için o, yani acı şöleni şeklinde oluyor.

Resulullah (sav)’e diyor ki Cenab-ı Allah, “elbiseni temizle, pislikten kaçın.” O etrafındakilere duyurmak için söylediği bir söz. Hem Resulullah (sav)’e de bir uyarı. Ama Resulullah (sav) zaten çok temiz bir insan. Ama etrafına onu söylemesi için ve bu konuda titiz olması için Allah ona o hükmü indiriyor. “Elbiseni temizle. Pislikten kaçınıp-uzaklaş.” [Müddessir Suresi, 4-5] Ne diyor o zaman Resulullah (sav), “herkes elbisesini temizlesin” diyor. Kendinden örnek göstererek onların temizliğini sağlamış oluyor. Mesela “pislikten kaçının” diyor. Kendi kaçınacağı için, Cenab-ı Allah Resulullah (sav)’in vesilesiyle onları terbiye etmiş oluyor. Sözü ona söylüyor o da etrafına söylemiş oluyor. Bu da vahiyle terbiyenin bir yönü. Mesela sen çok sevdiğin birine dersin ki “bak burada merdiven çok yüksek düşebilirsin, dikkati ol” dersin. Ama arkasında 10 kişi vardır, yansıtmalı açıklamadır bu, değil mi? Sen onu yüksek sesle söylediğinde ona söylediğinde, o tabii hemen dikkat ederim der ama herkes anlar. Resulullah (sav) de işte “elbiseni temiz tut, pislikten kaçın” denince ayeti söylüyor “ben pislikten kaçınacağım elbisemi de temiz tutacağım.” Ne yapar bunu duyan Müslüman? Hepsi elbisesini temiz tutuyor. Hepsi pislikten kaçınmış oluyor. Yoksa haşa Hazreti Resulullah (sav) pisti de temizleniyor yahut elbisesi üstü başı kirli geziyordu anlamında değil bu. Bu hüküm bildirmek için, “eğer böyle bir şey olursa buna dikkat et” anlamında ama etrafındakileri asıl uyaran bir ayet.

Bir de münafık muhalefettir, sürekli her şeye karşı çıkar. Mesela beyaz dersin siyah der, siyah dersen beyaz der. Münafıkta bu hastalıktır. Mesela “Hak” diyor peygamber, o “batıl” der. Peygamberimiz (sav) “savaşa çıkalım” diyor “hayır sıcak havada çıkılmaz” diyor. “Hadi İslam’ı tebliğe çıkalım” diyor “becerebilseydim gelirdim” diyor. Sürekli muhalefet, münafığın özelliğidir bu. Yani münafığı anlamak istiyorsanız buradan da çok rahat anlayabilirsiniz.

Bir de münafığı sosyal medya hesaplarından anlamak artık çok kolaylaştı. Yani sosyal medya hesabına baktın mı onun psikolojisini, ruh halini, kafasındaki bozuklukları, iman zafiyetini, dengesizliğini, Allah’tan uzaklığını, münafık karakterini, Allah’a olan öfkesini, küfre olan yakınlığını, münafıklara olan yakınlığını, yalakalığını, haysiyetsizliğini, pisliğini, ahlaksızlığını her şeyini anlamak mümkündür. Ama çok dikkatli incelemek lazım. Dikkatlice incelenirse böyle basiret feraset gözüyle iman nuruyla bakılırsa görülür. İman nuruyla hepsini anlamak mümkün. İşte Instagram’da olabilir, Facebook’unda hepsinden çıkarabilir Müslümanlar.

Mesela münafık sanatla pislik yapmaya kalkar. Böyle homoseksüelliği çağrıştıran resimler kullanır. Mesela Allahsız kitapların propagandasını yapar, Allahsız dinsiz kitapların. Mesela bakarsın elinde dinsizliği anlatan bir kitap onunla resim çektirmiş. Mesela kütüphanesine bakarsın hep Allahsız dinsiz imansız insanlar. Ama kendisi Müslüman olduğunu söylüyor. Adam ateistse o ayrı mesele. Ateistse açık açık söylüyor zaten, ateist olduğunu söylüyor. Mesela dinsizse yahut küfür içindeyse açık açık söylüyor. Ama Münafık Müslüman olduğunu iddia ediyor bakın çok önemli bu. Fakat kütüphanesinde hep Allahsız, imansız, Kitapsız insanların kitaplarını bulundurur. Müslüman kitabı bulundurmaz münafık. Bulundursa da usulen bulundurur çok sıkılır. Müslüman kitabı bulundurmak onun için bir züldür, onu küçük düşürücü bulur. Küfür kitaplarından onur bulacağını zanneder. Böyle kafirlerin kitaplarıyla resim çektirir. Ateistlerin kitaplarıyla resim çektirir. Okuduğundan da değil sırf züppelik olsun ahlaksızlığından, yani propaganda yapmak için, onlara yalakalık yapmak, onlarla bağlantı kurmak için yapar bu alçaklığını.

Araf Suresi, 82’de münafıkların bir üslubuna Cenab-ı Allah dikkat çekmiş. Araf Suresi, 82 şeytandan Allah’a sığınırım. “Kavminin cevabı” yani münafıkların cevabı. “Yurdunuzdan sürüp çıkarın bunları, çünkü bunlar çokça temizlenen insanlarmış!” Müslümanların temiz olması münafıklar alaycı dille değerlendirirler yani alay ederler. Onlar mesela pis ayaklarıyla Müslümanların yataklarına çıkar, temiz havluların üstüne çıkar, temiz yaygılarının üstüne çıkar. Leş gibi mesela kirli, yorgun, terli bedenleriyle Müslümanların yataklarını, yorganlarını, havlularını batırırlar. Domuz sürüsü gibidir münafık. Çok pis bir mahluktur. Müslümanlar da sakınınca onlara şaşırtıcı geliyor “Bunlar çokça temizlenmek isteyen insanlarmış” diyorlar. Homoseksüelliğe karşı oluyor Müslümanlar, “Oo” diyorlar “bunlar çokça temizlenmek isteyen insanlarmış” diyor. Yani hayret edici bulurlar pislikten kaçınmasını Müslümanların.

 

MÜNAFIKLAR VE DERİN DEVLETLER HEP ZANLA HAREKET EDER BU YÜZDEN DE DÜNYAYI HERCÜ MERC İÇİNDE BIRAKIRLAR

“Ey iman edenler, zandan çok kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır.” (Hucurat Suresi, 12) “Hadis nedir?” soruyoruz zandır diyor zan. Hadisin açıklaması yani ilmi açıklaması hadis nedir diye bakın hadis ilminde; zan. Allah’a zanna uymayın diyor ayette. Ahkam yani Allah’ın emirleri açık sarih hükümleri zanla olmaz. Allah’ın muhkem ayetleriyle olur muhkem ayet gerekir. Namaz kılın, oruç tutun, zekat verin açık açık söylüyor Allah. Zan değil bunlar. Ama sen hadisle zanla hareket edersen harama girersin. Zanla Allah’ın hükmü olmaz. Mesela Darwinizm zandır. Tesadüfen olduk herhalde diyor. Tesadüfen hücre oldu herhalde diyor. Protein herhalde tesadüfen oldu diyor. Tesadüfen meyveler oldu ağaçlar oldu insanlar oldu diyor.

Herhalde uzaydan geldi diyor. Hep zan. Yani küfrün münafıkların kullandığı sistem zandır. Bilgisi olmayanların da kullandığı sistem yine zandır. Gelenekçi Müslümanların kullandığı da yine zandır.

“Ayette, “Allah’ın kendisiyle ilgili kesin bir delil indirmediği şeyi Allah’a şirk koştular” (Necm Suresi 23) diye geçiyor.”

Bak Allah’ın kesin hükmü gerektiğini Allah ayette söylüyor görüyorsunuz, kesin hüküm gerekir, muhkem ayet gerekir. “O zaman” diyor “Kuran’da yok” diyor. Allah Allah “Ne yapacağız?” diyor. Yoksa yok işte tamam, demek ki Allah’ın hükmü yok. “Olur mu ya?” diyor. “Var” diyor. Kardeşim senin atanın dininde var, Allah’ın Kitabı’nda yoksa yoktur. “Nasıl olacak ki o?” Diyor. Nasıl olacak, yoksa yok bu kadar açık. “Kuran’da rastlayamıyoruz” diyor. Uydurmuşsun işte Allah’ın hükmüne hüküm katmışsın.



DEVAMINI GÖSTER